Stanford Üniversitesi Eğitim Enstitüsü’nde profesör olan Jo Boaler matematik öğrenimi üzerinde araştırmalar yapıyor. Boaler’a göre matematik öğreniminin önündeki en büyük engeller “hız baskısı, süre kısıtlılığı ve ezberci yaklaşım”. Matematiği daha eğlenceli hale getirmekle öğrenme miktarı artırılabilir.
Boaler’a göre mevcut matematik eğitim sistemi daha çok formüllerin ezberletilmesine dayalı olarak yapılıyor. Ama matematikteki başarıyı sağlayan esas unsur “sayı algısı”dır. Yani öğrenci sayılar arasındaki ilişkileri ne kadar iyi kurabiliyorsa o kadar başarılı oluyor. Öğreğin 7×9’un 63 olduğunu çarpım tablosunu ezberlemiş olan birisi rahatlıkla söyleyebilir. Ama eğer öğrenci 7×9’un 70’den 7 çıkararak bulabileceğini görebiliyorsa matematikte başarıyı elde ediyor. Araştırmalar da bunu doğrulamakta ve sayı algısına sahip olan öğrencilerin ezbere dayalı çözüm üretmeye çalışan öğrencilerden daha başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Bolaer, “Matematik eğitiminde yanlış bir yol izleniyor: öğrenciler küçük yaşlardan başlayarak metotları ezberlemeye yönlendiriliyor ve sayıların bir birleriyle etkileşimini öğrenmeye yeterli önem verilmiyor” diyor ve ayrıca bütün üst seviye matematik öğreniminin temelini sayı algısının oluşturduğunu ekliyor.
Diğer yandan Boaler’e göre “kuvvetli matematik bilgisine sahip olanlar, matematiksel işlemleri hızlı yaparlar” yargısı, yaygın olan bir yanılgıdan ibarettir. Örneğin ünlü Fransız matematikçi Laurent Schwartz , otobiyografisinde kendisini okuldayken aptal gibi hissttiğini çünkü soruları çok yavaş cevaplandırdığını söylüyor. Soruları hızlı çözmenin vurgulanması ezberci eğitime yönlendiriyor ama esas önemli olan hızlı çözmek değil matematiksel problemleri derinlemesine ve dikkatle düşünmektir. Hız baskısı genellikle matematik öğreniminin önünde önemli bir engeldir.
Boaler’in izlenimleri doğrultusunda ülkemizdeki eğitim sistemini düşündüğümüzde maalesef ortalama dakikada bir soru çözmemiz gereken sınavlarla hayatlarımız tayin ediliyor. Bu yüzden sağlıklı bir matematik eğitimi verildiğini söylemek mümkün değil. Aynı soru tipinden onlarca soru çözerek hız kazanmaya çalışılıyor, çünkü sınavlarda düşünmeye pek vakit yok. Eğitimi yönetenler sınav sistemlerini değiştirerek, soru sayıları ile oynayarak eğitimi geliştirmeye çalışmaktansa her şeyden önce eğitimi ezberden ve ezbercilikten bir an önce kurtarmalılar.